28 Mart 2013 Perşembe

Sneijder

Resim kaynağı
Deniz;

Gazetede Sneijder'in resmini görünce ağlayan tek insan benimdir heralde. Sen de ben de futbolla ilgilenmezdik pek, bilgimiz de yoktu açıkçası. O garip, şiddetli, acımasız atmosfer ve bir spor karşılaşması değil de bir çeşit iş anlaşması izliyormuşuz hissi... bilmiyorum işte. İnsanların çok sevdiğini de biliyorduk ama naapalım.

Fakaat seninle Dünya Kupası'nı izlemeyi acayip seviyorduk. Hiç anlamasak da hareketler, oyunlar, heyecanın sürekli ayakta olması, değişik ülkelerin değişik yöntemleri; ah o elendi, bu gruptan çıktı derken... çok hoşumuza gidiyordu. Bir de çok güzel görüntüler oluyordu, kameraya, ışığa vs. teknik donanıma ve maçın ekranda 'kurgulanmasına', açılara... çok özen gösterdikleri için. Tam bir festival oluyordu valla.

Seninle birlikte 2002, 2006 ve 2010 kupalarını izleyebildik. İlki Ankara'da işten sonra gittiğimiz bilardo salonunda, ikincisi İstanbul'da, üçüncüsü de Datça'da bir tatil sitesindeki açık hava kahvesinde. Hepsi de ayrı ayrı acayip zevkliydi. İlkinde Türkiye de vardı, tabii ayrı bir duygusal yoğunluk oluşmuştu ister istemez.

Diğer kupaları sırf oyun için izlemek aslında daha eğlenceli gelmişti bize. 2006'da ilk başta Fransa takım kaptanı Zidane'ı çok takdir etmiştik hatırlıyor musun; ne kadar efendi bir oyuncu, muhteşem oynuyor felan diye. Taa ki onu sonsuza kadar öyle hatırlamamızı sağlayacak o talihsiz kafayı atana kadar. Seninle resmen travma geçirmiştik, adamı o kadar sevdikten sonra. İtalyanlar da ne kadar pis oynuyordu be öf, deli olmuştuk.

2010'da da Uruguay'ı tutmaya meyletmiştik, baya iyi oynuyorlardı galiba; bir de ne bileyim, sempatik gelmişlerdi. Datça'da o plastik sandalyeleri maçtan önce kapmak için ne acayip bir yarış oluyordu hatırlıyor musun, site sakinleri resmen birbirini yiyordu. Biz de zavallı kampçılar olarak bir kenara geçiyorduk seninle. Gazoz felan alıyorduk büfeden, ne keyif! Her gün saat 8 miydi, 10 muydu, çok şirin bir rutin oluşmuştu. İki saatlik püfür püfür eğlence. Vuvuzelalar oraya ulaşamamıştı neyse ki.

Sneijder'i hangi yıldan hatırlıyoruz, tam çıkaramadım ama. Ya 2006'da ya da 2010'da 'Amanın bu nasıl bir oyuncu' diye baya takdir etmiştik seninle. Bir de o şaşkın ifadesi felan da heralde dikkatimizi çekmiştir. Şimdilerde büyümüştür, çok şaşkın değildir ifadesi büyük ihtimalle.

Dünya Kupası seninle yaşamımızın bir parçası olmuştu artık Deniz. Bir de her sene daha da iyi, daha da iyi; hızlı çekim yapan, tertemiz, detaylı görüntü alan kameralar, ray sistemleri, daha da iyi ışıklar... derken her kupa bir diğerinden daha eğlenceli oluyordu bizim için. İşte, 2014 Dünya Kupası için de baya heyecanlanıyorduk seninle. Nasıl dört yıl bekleyeceğiz, 2012'de mi olacaktı, yok o sene Olimpiyat var şudur budur... Onu sensiz tek başıma izlerken neler düşüneceğim acaba?
Zidane'ın 'kafa'sının dev heykelini bile yapmışlar Fransa'da

1 yorum:

  1. Merhabalar,

    Geçen sene blog yazarlarının desteği ile bir köy okuluna kütüphane kurduk. Bu sene de farklı bir köy okuluna kütüphane kurmak istiyoruz. Bunun için sizlerin desteğine ihtiyacımız var. Projemizi geniş kitlelere ulaşmasını sağlamak için blogunuzda-twitter hesabınızda vs projemizle ilgili yazı yazar, duyuruda bulunursanız çok sevinirim.

    MAHMUT ADIN / SINIF ÖĞRETMENİ

    Detaylı bilgi için: http://www.kitapkolik.net/koy-okulu-kitap-toplama-kampanyasi/

    Twitter: /NergisliOkul
    Mail: mahmutadin@hotmail.com

    YanıtlaSil