12 Aralık 2012 Çarşamba

Devam etmek ya da etmemek...

Dikkat! Hassas ya da rahatsız edici konu olabilir.

Blogda genel olarak ılıman bir hava tutturmaya çalışıyorum, ama aklımda birkaç giriş var ki biraz zor konulardan bahsediyor olacağım. Bence bunlardan bahsedilmesi gerekiyor ve belki birkaç kişiye yardımcı olabilir, o yüzden bunları sansürlemek istemiyorum. Bu hassas girişleri çok ardı ardına değil de, daha seyrek seyrek yapmayı düşünüyorum. Böyle duyarlı konular olduğunda ufak bir uyarı yaparım; isterseniz okumama ya da bırakıp daha rahat bir günde okuma imkanınız olabilir.

Benim için bu süreçte itiraf etmesi en zor meselelerden biri de artık devam etmeme isteğiydi; ya da devam etme isteksizliği, duruma göre. Hala da öyle. Bu duyguyu Deniz öldükten sonra birkaç kez çok güçlü şekilde yaşadım. Biri kazadan hemen on-onbeş gün sonraki zamandı. Kendimi sokaktaki arabaların önüne atmak için fırsat kolladım birkaç kere. Atmadım ama atmanın bayağı yakınından geçtim. Yapamadım, annemi babamı düşündüm. Daha sonra 2. ayda çok güçlü bir dürtü daha oluştu. Gerçekten bunu nasıl gerçekleştireceğimi ince ince planladım. Çok rahatsız oldum ve hemen bana en yakın birkaç kişiyi uyarıp beni izlemeye almalarını sağladım. Duygu üçüncü kez de 3. ayda, yurtdışında arkadaşımı ziyaret ederken geldi. Abime mail atıp durumu en azından söze dökmüş oldum, sağolsun o da caydırıcı bir cevap yazdı. Hala da ara-sıra gidip geliyor bu duygu ama yas sürecinde bu tür gidip-gelmelerin bir yere kadar normal olduğu yazıyor birçok sitede. Ama 'o yer' neresi ben de tam bilmiyorum.

Böyle ergenlik yıllarındaki 'aman da kendimi keserim, intihar ederim' şeklindeki biraz da dikkat çekmek ya da ayrıksı görünmek derdindeki bir iddiadan değil, gerçekten artık varolmak istememekten bahsediyorum. Bu tarifi çok zor bir şey.

Hayatıma Deniz'in kaybı atom bombası gibi düştüğünde herhangi bir gelecek öngörüm kalmadı, tüm umudumu yitirdim ve hayatta artık hiçbir şey istemez hale geldim. Deniz; yaşamımda en çok sevdiğim, beni tam olarak anlayan, tam olarak anladığım tek insan, diğer yarım da artık burada olmadığına göre, benim tek başıma devam etmemin ne anlamı vardı?  Bütün yaşamımı Deniz'le birlikte kurgulamıştım, o gidince önümüzde açtığımız tüm yollar sanki bir depremle yokoldu. Birlikte geçireceğimiz yılların hepsi silindi gitti.

Umut, yaşam için gerekli biricik şey sanırım. O olmayınca, hiçbir şey istemeyince varolmanın da mümkünlüğü ortadan kalkıyor galiba -en azından öyle algılanabiliyor. Bilmiyorum, bu belki insanın içinde yaşam içgüdüsünün yanında ölüme ilişkin bir içgüdünün de olduğuna işaret edebilir. Çok şaşırtıcı; kendimle ilgili böyle bir şeyden bahsedeceğimi yıllarca düşünsem aklıma bile getirmezdim. Sanki katıksız bir yaşama sevinciyle dopdoluydum. İşte, birkaç aydır devam etmeme duygusuyla boğuşup duruyorum. Her zaman aynı şekilde hissetmiyorum ama, duygularım sürekli değişiyor. Devam etmeme dürtüsünü daha ziyade dışarıdan bir gözlemci gibi incelemeye çalışıyorum ve kendimce makul davranmaya gayret ediyorum.

Eğer siz de bu konuyla boğuşuyorsanız şunu bilin ki sizin de duygularınız her zaman değişiyor. Şu anda çok zor durumda hissediyor olabilirsiniz ama yarın uyandığınızda, üç gün sonra, yirmi gün sonra, beş ay sonra çok daha farklı hissedeceksiniz ve sorunlarınız size eskisi kadar büyük görünmeyecek, en azından o kadar büyük görünmeyeceği bir gün gelecek. Size ihtiyacı olan birçok kişi var; onlara yardım etmek size de umut verebilir. Tabii benim uzman felan olmadığımı, sadece kendi deneyimimi paylaştığımı hatırlatmak isterim. 

Eğer kendinize zarar vermekle ilgili herhangi bir düşünceniz varsa hiç beklemeden hemen bir uzmandan yardım alın ya da güvendiğiniz bir yakınınıza haber verin. Başka çıkış yolları var, emin olun! Söz mü?

4 yorum:

  1. Meriçim, duygularını okumak içimi çok acıtsa da her seferinde sonuna kadar okuyorum ve her defasında sana, aklına, mantığına ve gücüne hayran kalıyorum. Başka da söz bulamıyorum. Gücün, aklın seni korusun ve tüm sevdiklerin, tüm seni sevenler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok sağolasın Işık;

      Eh ne yapalım, kendimce bir şeylere tutunmaya çalışıyorum işte. Ah, tutunacak bir şeyler bulmak...

      Sil
  2. Meriç, çok bencilce gelecek belki ama yine de bil isterim, lütfen umudunu yitirme, çünkü bu dünya senin gibi güzel bir insanın varolduğunu bildiğim zaman daha yaşanılası bir yer oluyor. Sevgiler, Betül.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağolasın Betül, utandırdın beni. Ben de sizlerin olduğu bir yerde devam etmek isterim tabii ki... İyi ki varsınız!

      Sil