29 Aralık 2013 Pazar

Yılbaşı felan filan...

Selam Deniz;

Valla İstanbul'da olmak beni bayağı zorluyor şu sıralar. Bir yılbaşı daha... Sanırım pek sevmiyorum yılbaşlarını artık. Seninleyken pek bir doğruydu her şey, ekstra bir sebep aramıyordum doğrusu bir şeyleri kutlarken, bir şeylere sevinirken. Şimdi artık kendimi ikna etmem gerekiyor 'Evet, değer, gerçekten iyi bir şey devam etmek, evet çok aslında sevindirici bir şey şu olan'... gibi. Kutlayacak bir şey de yok sanki.

Nasıl desem ki...

Sanma ki 24 saat takıntılı şekilde 'Üzüldüm de üzüldüm vah vah tüh tüh ben' diye takılıyorum. Öyle değil ama... Sanırım şöyle tarif edebilirim içinde bulunduğum hissi: Her sabah uyandığımda bir bardak zehrim var içmem gereken. İçmezsem olmaz, güne başlayamazmışım o olmadan. O bir bardak zehri içiyorum her sabah lıkır lıkır. Günüme, normal rutinime (vay be, artık rutinim felan da var ha!) öyle devam ediyorum. Çalışıyorum felan da. Alışveriş, sosyalleşme, spor, kitap, yeni insanlar, Gezi felan :) her şey de var yaşamımda.

Ama her sabah bir şöyle uyanıyorum önce: 'Naapıyorum ben? Allahaşkına niçin hala devam ediyorum? Ne gibi bir umut var benim için?' Bu soruların bir kısmı seninle ilgili, bir kısmı kendimle ilgili. Ama her gün o zehri bir içiyorum her gün uyandığımda. 'Ha' diyorum, 'Evet, şu şu ve şunun için devam ediyorum'. Her gün o 'şu şu, şu' değişiyor. Bazen annem oluyor; bazen işte, insanlara katabileceğimi umduklarım; bazen abim, yeğenlerim, bazen arkadaşlarım, yakın akrabalarım, bazen Gezi, bazen yapabileceğim işler, bazen başka bir şey... Ama mutlaka kendime bir hatırlatmam gerekiyor. Eskisi gibi doğal, kendiliğinden, içimden taşar gibi olmuyor o yaşama tutunma isteği. Benim onu bir yerlerden -hem de her gün!- bulup çıkartmam gerekiyor. Her gün o kadar kolay çıkmıyor, arıyorum tarıyorum, kazıyorum.

Önce bir zehrimi içiyorum fakat: Deniz öldü evet.

Seni hala arayıp sorma ihtiyacı duyuyorum: Şunu nasıl yapayım? Bunu nasıl halledeyim dersin? Bu özlem nasıl bir şeydir ya? Sular seller gibi özlüyorum seni. Gözlerini en çok da.

Sonra herkes gibi yaşamıma devam ediyorum.

Kayıp yaşayan bir arkadaşım geçmişi geçmişte bırakabildiğini, yeni yaşamını benimsediğini yazmış. Ne güzel. Ona gıpta ediyorum. Benim için daha farklı sanırım.

Bakalım.

İyi yıllar Deniz; o gün buralarda olmazsam da görüşmek üzere...